• Büyükada Davası’nda karar çıkmadı
    19 Şubat 2020

    Büyükada Davası’nda bugün karar bekleniyordu. Ancak duruşma avukat savunmaları tamamlanmadığı için 3 Nisan’a ertelendi. Dava, İstanbul Adliyesi 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Almanya, İrlanda ve Hollanda gibi ülkelerin konsoloslukları ve Uluslararası Af Örgütü’nün yanı sıra birçok STK’dan gözlemciler katıldı.

    11 insan hakları savunucusu iki yılı aşkın bir süredir “Silahlı terör örgütüne üye olma” ve “Silahlı terör örgütüne yardım etme” suçlarından yargılanıyor.

    İlk duruşma, 25 Ekim 2017’de yapıldı. Savcı mütalaasını 2 yıl 1 ay sonra, 27 Kasım’da verdi. Sanıklardan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal BaşkanıTaner Kılıç hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla, hapis cezası istedi. Diğer hak savunucuları Nejat Taştan, Veli Acu, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran’ın da “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan yine 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep etti.

    Geri kalan sanıklardan İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Frank Steudtner, Nalan Erkem ve Muhammed Şeyhmus Özbek’in de terör örgütlerine yardım yaptıklarına dair delil olmadığı gerekçesiyle beraatini istedi.

    Medya ajanlıkla suçladı

    Tarih 5 Temmuz 2017. 10 hak savunucusu, İstanbul Büyükada’daki bir otelde’te bir çalıştay için bir araya geldiler. Çalıştayın konusu insan hakları savunucularının dijital güvenliği üzerineydi. Orada gözaltına alındılar. Ardından gözaltına alınanların sekizi tutuklandı. İstanbul Adliyesi 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın adı da buradan geliyor.

    Gözaltılar büyük ilgi çekti. Özellikle iktidara yakın medya konuyla yakından ilgilendi. Gözaltına alınanlar “ajanlık”la suçlandı. Bazı AKP’li milletvekilleri Büyükada’da bir kalkışmanın planlandığını iddia ettiler. Özellikle Alman aktivist Peter Steudtner ve İsveçli Ali Gharavi’nin de orada olması en büyük kanıttı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan da 3 gün sonra gözaltılar için “Büyükada’daki bir otelde niçin toplanmışlardı. 15 Temmuz’un devamı niyetinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdi” dedi.

    25 Ekim’deki ilk duruşmada, tutuklanan hak savunucuları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bir gün sonra ise 5 Haziran 2017’de “ByLock” kullandığı iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklan Uluslararası Af Örgütü’nün Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın dava dosyası Büyükada Davası ile birleştirildi. İddiaya göre Kılıç toplantı sırasında cezaevinde olmasında rağmen Büyükada’daki toplantıyı yönetmişti. Kılıç daha sonra Ağustos 2018’de serbest bırakıldı. 

    Emniyet: “ByLock” yok

    İddianamede AKP’liler tarafından dillendirilen ajanlık suçlaması yok. Bu iddiaya kanıt olarak gösterilen Steudtner ve Gharavi hakkında da beraat isteniyor.

    Kılıç’ın “ByLock” kullandığına ilişkin iddiaları da Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü çürüttü. Kılıç’ın telefonuna ne “ByLock” yüklendiği ne de silindiğini tespit edemediğini belirtti. Bağımsız bilirkişi raporları da aynı sonucu ortaya koydu. Ancak savcı mütalaasında Kılıç hakkında “silahlı terör örgütü üyesi” olmaktan 15 yıla kadar hapis cezası talep ederken, yine “ByLock” kullanımını delillerden biri olarak gösterdi.

    ÇOK OKUNANLAR